Gebelikte Hipertansiyon

Preeklampsi, daha evvel normal kan basıncı değerlerine sahip olan hastada, 20.gebelik haftasından itibaren kan basıncının yükselmesi ve idrarda protein artışı ile karakterize bir durumdur. Kan basıncında hafif bir artış dahi preekelmapis belirtisi olabilir. Tedavi edilmediği durumda ise anne ve bebek hayatının tehlikeye atan bir hastalıktır.

Preekelampsinin, günümüzde bilinen tek tedavisi doğumun gerçekleşmesidir. Miada yakın dönemde doğum gerçekleştirilir ve bebek eşi çıkarıldıktan sonra anne kan basıncı normal sınırlara döner. Ancak, gebeliğin daha erken dönemlerinde preeklampsi tanısı konulduğu takdirde bebeğin gelişimi için zaman vermekle anne hayatını tehlikeye atmamak arasında ince bir çizgi vardır.

Gebelikte Hipertansiyon (Preeklampsi) Belirtileri:
Preeklampsi 20.gebelik haftasından sonra yavaş yavaş gelişebilir, ancak genellikle aniden başlar. Daha önce normal kan basıncı değerlerine sahip olan hastada şu belirtiler preeklampsi açısından uyarıcı olabilir:

Yüksek tansiyon. Tansiyonun 140/90 mmHg veya üzerinde olması, en az 6 gün en fazla 7 gün arayla iki defa kan basıncı ölçümünün yüksek olması.

İdrarda yüksek oranda protein bulunması.

Şiddetli baş ağrısı.

Görme bulanıklığı.

Karın üst bölgesinde ve özellikle kaburgaların altındai sağ tarafra ağrı olması.

Bulantı, kusma.

Baş dönmesi.

İdrar miktarının azalması.

Hızlı kilo artışı.

Yüz ve ellerde şişlik preeklampsiye eşlik eder, ancak preeklampsi tanısı açısından değerli değildir, çünkü normal gebeliklerde de şişlik beklenir.

Şiddetli baş ağrınız, görme bulanklığınız ve karında şiddetli ağrınız olursa acilen doktorunuzu görünüz.

Gebelikte Hipertansiyon (Preeklampsi) Nedenleri:
Preeklampsinin nedenleri tam olarak anlaşılabilmiş değildir. Halk arasında gebelik zehirlenmesi olarak isimlendirilen bu durumda daha önce anne kanında zararlı bir maddenin dolaştığı düşünülürdü. Ancak bu görüş artık kabul görmemektedir. Araştırmacıların üzerinde durduğu bazı teoriler şunlardır:

Rahime yetersiz kan akımı.

Kan damarlarının hasar gömüş olması.

Bağışıklık sistemi ile ilgili bir bozukluk.

Yetersiz beslenme.

Gebelikte hipertansiyon:
Preeklampsi, gebelikte hipertansiyon ile karakterize durumlardan biridir. Diğerleri:

Gestasyonel hipertansiyon. Gebeliğe bağlı hipertansiyon görülür, ancak idrarda protein görülmez. Gestasyonel hipertansiyon ile takip edilen kadınların bir kısmında preeklampsi gelişebilir.

Kronik hipertansiyon. Gebeliğin 20.haftasından evvel görülen ve doğum sonrası en az 12 hafta devam eden yüksek tansiyondur.

Kronik hipertansiyon zemininde gelişen preeklampsi.

Risk faktörleri:
Preeklampsi hikayesinin olması.

İlk gebelik olması.

Yeni bir partner. Her yeni partnerden olan gebelikle birlikte preekelampsi riski, aynı partnerden ikinci ya da üçüncü gebeliğe göre artar.

Yaş. 20 yaşından genç ya da 40 yaşından büyük annelerde risk daha fazladır.

Obezite.

Çoğul gebelik.

Gebelikler arasında geçen sürenin uzun olması.

Diabet ve gestasyonel diabet varlığı.

Birtakım kronik hastalıkların varlığı. Kronik hipertansiyon, migren, diabet, böbrek hastalığı, romatoid artrit ya da lupus varlığında risk artar. Gebelik sırasında geçirilen diş hastalıkları ve üriner sistem hastalıklarınınd a riski arttırdığı gösterilmiştir.
D vitamini eksikliği.

Komplikasyonlar:
Preeklampsili gebeler genelde sağlıklı bebek doğururlar. Preeklampsi ne kadar şiddetli ve ne kadar erken dönemde gelişirse bebek ve anne açısından o oranda riskli olur. Sağlık durumunuz ve gebelik haftası göz önünde bulundurularak doktorunuz tarafından en uygn doğum yöntemi seçilir.

Preeklampside bebeğe giden kan miktarı azalır.

Plasental abrupsiyo. Yani plasenta rahim duvarından doğum eylemi gerçekleşmeden evvel ayrılır.

Eklampsi. Preeklampsiye nöbetlerin eklenmesi ile ortaya çıkan bu durum preeklempsinin tedavisiz kaldığı durumda ortaya çıkar.

Preeklampsi öyküsü olan hastalarda kardiyovasküler hastalık riski artar.

Testler ve Tanı:
Preeklampsi, 20.gebelik haftasından itibaren kan basıncında artma ve idrar ile protein kaybının ortaya çıkması ile karakterizedir. Ek testler tanıyı ve preeklampsinin şiddetini belirlemek amacıyla kullanılır. Bunlar:

Kan testleri. Kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücre sayısına bakılır.

24 saat boyunca toplanmış idrarda protein bakılması.

Fetal ultrason. Bebeğin büyümesi taki edilir.

Nonstres test veya biyofizik profili. Bebekle ilgili birtakım bulguların bir arada değerlendirilerek bebeğin iyilik halinin tespit edilmesidir.

Tedavi ve İlaçlar:
Preeklampsinin tek bilinen tedavisi doğumdur. Ancak erken gebelik haftalarında bu kararı vermek doktorunuz ve sizin açınızdan epey güçtür.

Kullanılacak bazı ilaçlar:
Tansiyonu düşürmeye yarayan ilaçlar.

Kortikosteroidler. Geçici bir süreyle karaciğer fonksyonları düzeltir, trombosit sayısını arttırır ve belki de en önemlisi, bebeğin akciğer gelişimine katkıda bulunur.

Antikonvülzan tedavi. Hastanın nöbet geçirmesini önlemek amacıyla kullanılan ilaçlardır.

Bu tedaviler sırasında hastanın loş ve sessiz bir odada, düzenli aralıklarla kan basıncı ve bebeğin iyilik hali ölçülerek yatırılması gerekir.

Doğum:
Preeklampsi tanısı konulduktan sonra, eğer miada yakın bir gebelikse, doktorunuz gebeliğin bir an evvel sonlandırılmasını tavsiye edecektir. Sizin ve bebeğin durumu, rahimde açıklık olup olmadığı doğum şeklini belirlemede önemlidir. Normal doğum ya da sezaryen kullanılabilir.

Doğumdan sonraki birkaç hafta içinde kan basıncı değerleriniz normal sınırlara döner.

Önlenmesi:
Preeklampsinin engellenmesi amacıyla bilinen etkin bir yötem yoktor. Daha az tuz yemek ya da aktiviteyi değiştirmek preeklampsi riskini azaltmamaktadır. Bu durumda yapabileceğiniz en önemli şey erken dönemde tanın konulması ve düzenli kontrollerle doktorunuzla işbirliği içerisinde olmaktır.

Diğer Uzmanlık Alanları